Hipotiroidizm Hakkında Bilmeniz Gerekenler

Hipotiroidizm, tiroid bezinin vücudun ihtiyaçlarını karşılamaya yetecek kadar tiroid hormonu üretememesi durumudur ve tiroid bezinin yetersiz çalıştığı anlamına gelir. Bu durumun tersi, tiroidin çok fazla tiroid hormonu ürettiği hipertiroidizmdir. Hipertiroidizm ve hipotiroidizm arasındaki bağlantı karmaşıktır ve belirli durumlarda biri diğerine yol açabilir. Tiroid hormonları metabolizmayı ve vücudun enerji kullanma şeklini düzenler. Tiroksin seviyeleri düşükse vücut fonksiyonlarının çoğu yavaşlar. Tiroid bezi adem elması adı verilen kıkırdağın altında yer alır ve yaklaşık 2 santim boyutundadır.

Hormon üreten özel hücrelerden oluşan endokrin bir bezdir. Hormonlar, metabolizma, büyüme ve ruh hali gibi süreçleri kontrol ederek, vücudun organlarına ve dokularına bilgi aktaran kimyasal habercilerdir. Tiroid hormonlarının üretimi hipofiz bezi tarafından yapılan tiroid uyarıcı hormon (TSH) tarafından düzenlenir. Bu da beynin bir bölgesi olan hipotalamus tarafından düzenlenir. TSH vücudun ihtiyaçlarını karşılamaya yetecek kadar tiroid hormonunun üretilmesini sağlar.

 

Semptomlar

Tiroid hormonları birden fazla organ sistemini etkiler, bu nedenle hipotiroidizmin semptomları çok çeşitlidir. Tiroid, triiodotironin (T3) ve tiroksin (T4) olmak üzere iki tiroid hormonu oluşturur. Bunlar metabolizmayı düzenler ve aşağıdaki işlevlerini de etkiler:

 

-Beyin gelişimi

-Nefes alımını

-Kalp ve sinir sistemi fonksiyonları

-Vücut ısısı

-Kas gücü

-Cilt kuruluğu

-Adet döngüleri

-Kilo

-Kolesterol seviyeleri

 

Hipotiroidizmin semptomları genellikle aşağıdakileri içerir ancak bunlarla sınırlı değildir:

 

-Yorgunluk

-Kilo almak

-Soğuktan etkilenmek

-Yavaşlayan kalp atış hızı, hareketler ve konuşma

-Eklem ve kas ağrısı, kramplar ve halsizlik

-Kabızlık

-Kuru cilt

-İnce, kırılgan saç ve tırnaklar

-Terlemenin azalması

-Zayıflık

-Yüksek kolesterol

-Ödem

-Uykusuzluk

-Denge ve koordinasyon sorunları

-Libido kaybı

-Tekrarlayan idrar ve solunum yolu enfeksiyonları

-Anemi

-Depresyon

 

Tedavi edilmezse aşağıdaki belirtiler ortaya çıkabilir:

 

-Ses kısıklığı

-Yüzdeki şişkinlik

-İncelmiş veya eksik kaşlar

-Yavaş kalp atış hızı

-İşitme kaybı

 

Çocuklarda ve gençlerde hipotiroidizm gelişirse belirti ve semptomlar genellikle yetişkinlerle aynıdır. Ancak şu durumları da deneyimleyebilirler:

 

-Büyüme hızının yavaşlaması

-Diş oluşumunun yavaşlaması

-Zihinsel gelişim sıkıntıları

-Ergenliğin gecikmesi

 

Hipotiroidizm yavaş gelişir. Semptomlar uzun süre fark edilmeyebilir. Semptomlar bireyler arasında büyük farklılıklar gösterir. Net bir teşhis almanın tek yolu kan testidir.

 

İyot ve Beslenme

İyot tiroid fonksiyonu için gerekli bir mineraldir. İyot eksikliği guatr gelişiminin veya tiroid bezinin anormal büyümesinin en yaygın nedenlerinden biridir. Yeterli iyot alımını sürdürmek çoğu insan için önemlidir ancak otoimmün tiroid hastalığı olanlar iyotun etkilerine özellikle duyarlı olabilir yani hipotiroidizmi tetikleyebilir veya kötüleştirebilir. Hipotiroidizmi olan kişiler, özellikle yüksek lifli bir diyete başlarken veya çok sayıda soya ve turpgillerden sebze yerken önemli diyet değişikliklerini doktorlarına bildirmeleri gerekir. Diyet, vücudun tiroid ilacınının emilim şeklini etkileyebilir. Hamilelikte iyot ihtiyacı artar. Diyette iyotlu tuz kullanmak ve doğum öncesi vitaminleri almak iyot seviyelerini koruyabilir. Hipotiroidizm normalde nitelikli bir sağlık bakımı izlenerek uygun şekilde yönetilebilir. Uygun tedavi ile tiroid hormon seviyeleri normale dönebilir. Çoğu durumda hipotiroidizm ilaçlarının hastanın hayatının geri kalanında alınması gerekebilir.

 

Önleme

Hipotiroidizmi önlemek gibi bir yol maalesef yoktur. Ancak tiroid problemleri riski daha yüksek insanlar olabilir. Örneğin, gebelik sırasında kadınlar ek iyot ihtiyacı konusunda doktoru tarafından kontrol edilmelidir.

Aşağıdaki risk faktörlerine sahip kişilere tarama önerilmektedir:

  • Otoimmün hastalık geçmişi
  • Önceki radyasyon tedavisi
  • Guatr
  • Aile öyküsü tiroid problemleri
  • Tiroid fonksiyonunu etkilediği bilinen ilaçların kullanımı

Bu kişiler durumun erken teşhis edilmesi için test edilebilir. Testler pozitif çıkarsa hastalığın ilerlemesini durdurmak için önlemler alabilirler. Hipotiroidizm önleyici bir diyet veya tedavi kanıtlanmamıştır.

 

Diyet

Belirli bir diyet önerilmemektedir fakat bireyler dengelenmiş bir diyet ile yağ ve tuz acısından yüksek olmayan besinleri tercih etmelidir. Ek olarak, Otoimmün Hashimoto’ya sahip olanlar glutensiz bir diyetten yararlanabilir. Yapılan bazı araştırmalar çölyak hastalığı ile otoimmün tiroid hastalığı arasında bir bağlantı olduğunu göstermektedir. Ancak gluten içeren yiyecekleri kesmeden önce doktorlarıyla konuşmaları önemlidir. Diğer yiyecekler ve besinler özellikle büyük miktarlarda tüketilirse tehlikeli olabilir. Ek iyot tüketmek, tedavide dengeyi bozabilir. Hipertiroidi gelişirse iyot tehlikeli olabilir. Diyet veya takviyedeki herhangi bir değişiklik durumunda doktorla görüşülmelidir.

 

Hipofiz Bezi Anormallikleri

Hipofiz bezi düzgün çalışmayı durdurursa, tiroid bezi doğru miktarda tiroid hormonu üretemeyebilir. Hipofiz tümörleri veya hipofiz cerrahisi, hipofiz bezinin işlevini etkileyebilir ve bu da tiroid bezini olumsuz etkileyebilir. Sheehan sendromu hipofiz bezine zarar veren bir durumdur. Kadınlar doğum sırasında veya sonrasında yaşamı tehdit eden miktarda kan kaybederse veya ciddi derecede düşük kan basıncına sahipse bez hasar görebilir ve hipofiz hormonlarının yetersiz üretimine neden olabilir.

 

Doğal Destekler

Hipotiroidizm için bazı doğal destekler önerilmektedir ancak önce bir doktorla konuşmak önemlidir çünkü tiroid sorunlarının tedavisi hassas bir şekilde ayarlanmalıdır.

Selenyum: Tiroid sorunu olan kişilerin selenyum alması faydalı olabilir ancak bu sadece bir doktorla görüştükten sonra kullanılmalıdır. Araştırmacılar, bu mikro besin eksikliğinin veya fazlalığının olumsuz sonuçlarla ilişkili olabileceğini bildiriyor. Bir sağlık profesyoneli tarafından tavsiye edilmeyen selenyum takviyeleri tehlikeli olabilir.

D Vitamini: Hashimoto’larda bu eksiklik hastalığın şiddeti ile ilişkilendirilmiştir. Kan tahlilinde 50 ng / dL’nin üzerindeki D vitamini seviyelerine ulaşmak için takviye gerekli olabilir.

Probiyotikler: Hipotiroidizmi olan bazı kişilerde, kolondaki bakterilerin normalde bulunmadıkları ince bağırsağa yayıldığı ve  ince bağırsakta aşırı bakteri üremesi gibi  değişiklikler olabilir.

Ek olarak, otoimmün ve inflamatuar tiroid rahatsızlığı olanlar için, zerdeçal (en az 500 mg kurkumin içeren) ve omega-3 gibi takviyeler, iltihabı iyileştirmeye yardımcı olabilir.

 

Teşhis

Doktorlar genellikle fiziki muayene yapar, tıbbi öykü alır ve analiz için bir laboratuvara yönlendirir. En yaygın kan testi TSH testidir. Bu kandaki TSH miktarını tespit eder. T3, T4 ve tiroid otoantikor testleri tanıyı doğrulamak veya nedenini belirlemek için kullanılan ek kan testleridir. Doktor, tiroid bezinin sağlığını ve aktivitesini tam olarak belirlemek için kolesterol seviyelerini, karaciğer enzimlerini, prolaktin ve sodyumu kontrol etmek için testler de yaptırabilir. TSH normalin üzerinde ise hastada hipotiroidizm olabilir. TSH seviyeleri normalin altında ise, hastada hipertiroidizm ve hipotiroidizm olabilir.

 

Risk Faktörleri

Bazı bozukluklar ve ilaçların yanı sıra diğer risk faktörleri şunlardır. Turner sendromu veya lupus veya romatoid artrit  gibi otoimmün hastalıklar gibi rahatsızlıkları olan kişilerde tiroid bozukluğu geliştirme riski daha yüksektir. Ailede tiroid hastalığı öyküsü olan ve 60 yaşın üzerindeki kişilerde hipotiroidizm riski daha yüksektir. En sık orta yaşta olan kadınları etkiler ancak her yaşta ortaya çıkabilir.

 

Hamilelik Sırasında ve Sonrasında

Hamilelik sırasında artan metabolizma gereksinimleri tiroid ihtiyacının artmasına neden olur. Hipotiroidizm hamilelik sırasında ortaya çıkarsa genellikle Hashimoto hastalığına bağlıdır. Bu durum hamilelik sırasında her 1000 kadından 3 ila 5’ini etkiler. Kontrolsüz hipotiroidizm, düşük yapma, erken doğum ve gebeliğin sonlarında kan basıncında artış riskini artırır. Ayrıca beyin gelişimini ve büyüme oranlarını da etkileyebilir.